Bakara Suresinin İnişi

Bakara Suresi, Medine'de nazil olan en uzun sure olup, İslam toplumunun ilk dönemine dair önemli bilgiler sunar. İçeriğinde inanç, ibadet, ahlak ve sosyal düzenle ilgili çeşitli hükümler ve hikmetler barındırır. Ayrıca, Hz. Musa'nın Bakara olayı üzerinden tevhid inancının önemini vurgular.
Bakara Suresinin İnişi
12 Eylül 2024

Bakara Suresinin İnişi


Bakara Suresi, hicretten sonra Medine'de nazil olan ilk surelerden biridir. Kur'an-ı Kerim'in en uzun suresi olup, iki yüz seksen altı ayetten oluşmaktadır. Resulullah (s.a.v.) bu sureye "Kur'an'ın otağı" yani "Kur'an'ın çadırı" adını vermiştir.

Bakara Olayı


Bu surede "Bakara" hadisesi zikredilmektedir. Olay şöyle cereyan etmiştir: İsrailoğullarından bir kişi bir adam öldürmüş ve cinayeti işleyen kişi bulunamamıştı. Durum Hz. Musa'ya arz edilmiş, o da "Bir bakara yani bir sığır kesin, kestiğiniz bu hayvanın bir parçasıyla ölüye vurun, o ölü dirilip kendisini kimin öldürdüğünü haber verecektir" demiştir.

Ayette olay şöyle açıklanmaktadır: "Musa, kavmine 'Allah size bir sığır kesmenizi emrediyor' demiş, onlar da 'Bizimle alay mı ediyorsun?' demişlerdi. Musa da 'Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım' dedi."

"Kesilen sığırın bir parçasıyla ölüye vurun" dedik. İşte Allah, ölüleri böyle diriltir ve düşünesiniz diye delillerini size gösterir."

İsrailoğulları, Hz. Musa'dan hem katili nasıl bulabileceklerini öğrenmek istemişler hem de katilin gerçekten ortaya çıkmasını samimi olarak istemediklerinden, kesecekleri sığırın özelliklerini sormuşlardı. Hz. Musa, sığırın özelliklerini açıkladıkça onlar daha fazla açıklama istemişler ve sonunda, vasıfları ayrıntılı olarak açıklanan sığırı güçlükle bulmuş ve çok pahalı bir bedelle satın alıp kesmek zorunda kalmışlardır. Kestikleri sığırın bir parçasıyla ölüye vurmuşlar, ölü de dirilerek kendisini kimin öldürdüğünü haber vermiştir.

İşte bu olayın anlatıldığı bu sureye Bakara Suresi adı verilmiştir. Bu sure-i celile birçok konuyu ihtiva eder. Bunlar, ana hatlarıyla şöyle özetlenebilir:

Medine'ye Hicretten Sonra İslam Cemaatinin Durumu


Medine'ye hicretten sonra, yerlerini yurtlarını, mallarını mülklerini terk ederek imanlarının sesine uyup Medine'ye göç eden İslam cemaatinin durumu, Kur'an-ı Kerim'de şöyle tavsif edilmektedir: "O, Allah'tan korkanlar, gayba iman ederler, namaz kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcarlar. Onlar, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler. Ahirete de kesinlikle onlar iman ederler. İşte rablerinin doğru yolunda olanlar bunlardır. Kurtuluşa erenler de bunlardır."

İnkarcıların Durumu

Müminlerin vasıflarından bahseden ayetlerden hemen sonra, inkarcıların vasıflarını anlatan ayetler gelmektedir. Aslında bu sıfatlar, genelde inkarcıların ortak vasıflarıdır. Ancak aynı zamanda gerek Mekke'de gerekse Medine'de İslam davetine karşı çıkan inkarcıların da vasıflarıdır. Ayet-i kerimelerde onlar şöyle anlatılmaktadır: "Ey Muhammed, şüphe yok ki, inkarcıları uyarsan da uyarmasan da birdir. Onlar iman etmezler. Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde de perde vardır ve onlar için büyük bir azap vardır."

Münafıkların Durumu

İnkarcıların genel sıfatlarına işaret edildikten sonra, İslam toplumu için son derece tehlikeli olan münafıklar anlatılmaktadır: Mekke döneminde, iman eden, imanını açıkça ifade ediyor, inkarcılar da açıkça İslam'a karşı çıkıyorlardı. Ancak İslam'ın Medine'de güçlenip üstün duruma gelmesi üzerine, gerçekten iman etmediği halde, iman etmiş gibi görünen bir başka grup insan daha ortaya çıktı ki bunlar da münafıklardı. Çeşitli sebeplerle inandığını söyleyen fakat aslında inanmayan bu insanların durumu uzun uzun anlatılmaktadır: "Bir kısım insanlar vardır ki, 'Biz, Allah'a ve ahiret gününe iman ettik.' derler. Halbuki onlar, mümin değillerdir. Allah'ı ve iman edenleri aldatmaya çalışırlar. Oysa sadece kendilerini aldatırlar. Fakat bunun farkında değillerdir. Onların kalplerinde hastalık vardır. Allah, bu hastalıklarını daha da artırmıştır. Yalan söylediklerinden dolayı, onlar için can yakıcı bir azap vardır."

Yahudilerin Durumu

İslam dininin gelmesinden önce Medine'de bulunan Yahudiler, ehl-i kitap olmaları sebebiyle, müşrik Araplardan dini, ticari, içtimai vb. bakımlardan üstün durumdaydılar. Ancak Allah'ın son dini İslamiyet gelip de onları Müslüman olmaya çağırınca, bu üstünlüklerinin ellerinden gitmesi sebebiyle, gelen dinin gerçek din olduğunu bile bile inatla inkar ettiler. Onların bu inatçı ve manasız tutumları ayet-i kerimelerde şöyle anlatılmaktadır: "Ey İsrailoğulları, size verdiğim nimetimi hatırlayın. Benim ahdimi yerine getirin ki, ben de sizin ahdinizi yerine getireyim ve ancak benden korkun. Elinizdeki Tevrat'ı tasdik edici olarak indirdiğim Kur'an'a iman edin. Onu ilk inkar edenlerden olmayın. Ayetlerimi basit bir değere değişmeyin ve yalnız benden korkun."

Birkaç madde halinde özetlemeye çalıştığımız bu konulardan başka, Allah, bu surede, bütün insanları, Hz. Muhammed (s.a.v.)'e nazil olan Kur'an'a inanmaya davet ediyor ve bu Kur'an hakkında şüphe edenleri, aynı kitabın bir benzerini yapmaya davet ediyor.

Hz. Adem ve Şeytan Arasındaki Mücadele

Surede, Hz. Adem ile Şeytan arasında cereyan eden çetin mücadele anlatılmakta ve konu, Hz. Adem'in yeryüzünde halife olduğu beyan edilerek bitirilmektedir.

Allah Yolunda Savaşanlar

Allah yolunda savaşarak öldürülenlere "ölüler" denemeyeceği, onların gerçekte diri oldukları bildirilmektedir.

Haram ve Helal Olanlar

Sure-i celile, yenilecek ve içilecek şeylerin haram ve helal olanlarını açıklamaktadır. Haksız yere adam öldürmenin ve vasiyetin hükümlerini beyan etmektedir.

Orucun, Cihadın ve Haccın Hükümleri

Sure-i celile, oruç, cihat ve hac hükümlerini, aile hukuku meselelerini açıklamaktadır. Sadaka, borç alıp verme ve ticari meselelerin prensiplerini beyan etmektedir. Faizin haram olduğunu açıklamaktadır.

Rabbimizden Nasıl İstek ve Dua Edileceği

Sure-i celilenin sonunda, Rabbimizden nasıl istek ve duada bulunacağımız beyan edilerek şöyle buyurulmaktadır: "Rabbimiz, eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bizden önceki ümmetlere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Rabbimiz, bize gücümüzün yetmediğini de taşıtma. Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim mevlamızsın. Kafir topluluğa karşı bize yardım et."

Yeni Soru Sor / Yorum Yap
şifre
Sizden Gelen Sorular / Yorumlar
soru
Artuk 09 Ağustos 2024 Cuma

Bakara Suresi'ndeki Bakara olayı, gerçekten düşündürücü bir durum. Hz. Musa'nın kavmine hayvan kesmelerini emretmesi, inanç ve itaat konularına dair derin bir sorgulama yaratıyor. İnsanların, Allah'ın emirlerine karşı duyarsız kalmaları, bu hikayede olduğu gibi zaman zaman çok belirgin hale geliyor. Özellikle İsrâiloğulları'nın sığırın özelliklerini sorgulaması ve bu durumu kabullenmekteki zorlukları, itaatin ne kadar zorlayıcı olabileceğine dair bir örnek sunuyor. Bu olay, günümüzde de benzer bir inançsızlık ve şüphe durumu ile karşılaşabileceğimizi gösteriyor. İnsanların, inandıkları şeylerin gerekliliklerine karşı gösterdikleri direniş, aslında içsel bir çatışmanın ve ruhsal zayıflığın yansıması değil mi? Aynı zamanda, bu hikaye, inandığımız değerleri sorgulamanın ve bunlar üzerinde düşünmenin önemini de hatırlatıyor. Bu tür hikayelerin, günümüz insanına ders vermesi, inanç ve bağlılık konusundaki tutumlarımızı sorgulamamız açısından oldukça önemli. Sizce, bu tür olaylar, günümüz toplumundaki inanç ve itaat sorunlarıyla nasıl bir ilişki kurmamıza yardımcı olabilir?

Cevap yaz
1. Cevap
cevap
Admin

İnanç ve İtaat Üzerine Derin Sorgulamalar

Artuk, Bakara Suresi'ndeki olayın derinliğini vurgulaman gerçekten önemli. Hz. Musa'nın kavmine hayvan kesmelerini emretmesi, sadece bir emir olarak değil, aynı zamanda bir inanç ve itaat sorgulaması olarak değerlendirilmesi gereken bir durum. İnsanların, kendilerine emredilenlere karşı duyarsız kalmaları, bu olayda açıkça görülebiliyor.

Günümüzle Bağlantılar

Günümüzde de benzer durumlarla karşılaşabiliyoruz. İnsanların inandıkları değerlere ve bu değerlerin gerekliliklerine karşı gösterdikleri direniş, aslında içsel bir çatışmanın yansıması gibi. Bu durum, ruhsal zayıflıkların yanı sıra, inançlarımızı sorgulama gerekliliğini de beraberinde getiriyor. İnançlarımızı sorgulamak, bizi daha derin bir anlayışa götürebilir ve bu da ruhsal bir olgunlaşma süreci başlatabilir.

Toplumdaki İlişkiler

Bu tür hikayeler, günümüz toplumlarındaki inanç ve itaat sorunlarıyla doğrudan bir ilişki kurmamıza yardımcı olabilir. İnsanların, toplumsal normlara ve inançlara karşı duydukları sorgulamalar, aslında bireysel bir gelişim sürecinin parçası olarak değerlendirilebilir. İtaat etme ve sorgulama arasındaki dengeyi bulmak, bireylerin ruhsal ve toplumsal gelişimi açısından oldukça önemlidir. Bu nedenle, Bakara Suresi'ndeki olay gibi hikayelerin, günümüz insanına ders vermesi ve inançlarımızı sorgulamamız için bir fırsat sunması oldukça kıymetlidir.

soru
Savaşer 09 Ağustos 2024 Cuma

Bakara Suresi'ndeki Bakara hadisesinin detayları oldukça ilginç. Hz. Musa'nın kavmine bir sığır kesmelerini emretmesi ve bunun arkasında yatan hikaye, inanç ve itaat konularını sorgulatan bir durum. Sadece bir hayvan kesmekle kalmayıp, bununla birlikte Hz. Musa'nın söylediği gibi, ölüye vurulacak bir parça ile katilin bulunması gerektiği düşüncesi, insanların Allah'ın emirlerine karşı olan tutumlarını da gözler önüne seriyor. İsrailoğulları'nın sığırın özellikleri üzerinde sürekli ısrar etmeleri, onların bu durumu kabullenmekte ne kadar zorlandığını gösteriyor. Gerçekten de, bu olay bize inançsızlık ve şüphe ile dolu bir kalbin nasıl zorluklarla karşılaşabileceğini anlatıyor. Özellikle inkarcıların ve münafıkların durumunun anlatıldığı bölümler, toplumda var olan bu iki grup insanın nasıl bir tehdit oluşturduğunu gösteriyor. Aynı zamanda, Yahudilerin durumunu ele alan ayetler, onların İslam dinini kabul etmemekteki inatçılıklarını dile getiriyor. Bu, dinin özünü anlamak ve kabul etmek için ne kadar önemli bir tutum sergilememiz gerektiğini hatırlatıyor. Bakara Suresi'nin sonunda yapılan dua ise, insanın zayıflığını kabul edip Allah'a yönelmenin ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Bu sure, sadece bir olay anlatımı olmanın ötesinde, derin bir inanç ve hayat felsefesi sunuyor. Sizce bu tür hikayeler, günümüz insanına da benzer dersler vermekte midir?

Cevap yaz
1. Cevap
cevap
Admin

İnanç ve İtaat
Savaşer, Bakara Suresi'ndeki Bakara hadisesi, inanç ve itaat konularında derinlemesine bir bakış sunuyor. Hz. Musa'nın kavmine verdiği emirler, insanların Allah'ın buyruklarına olan yaklaşımlarını sorgulatıyor. Günümüzde de benzer bir şekilde, inançsızlık ve şüphe ile dolu kalplerin zorluklarla karşılaştığını görmekteyiz. Bu durum, toplumsal yapıda da önemli bir etki yaratıyor.

Kabul Zorluğu
İsrailoğulları'nın sığırın özellikleri üzerinde sürekli ısrar etmeleri, inanç konusundaki kabullenme zorluğunu gözler önüne seriyor. Bu, günümüzde inanç sistemleri ve farklı görüşler arasında yaşanan çatışmalarla paralellik taşıyor. İnsanların, inandıkları değerleri sorgulaması ve bunları içselleştirmesi gerektiği bir gerçek.

İnatçılık ve Kabul
Ayrıca, Yahudilerin İslam dinini kabul etmemekteki inatçılıkları, günümüzde de farklı inanç grupları arasında yaşanan benzer tutumları hatırlatıyor. Dinlerin özünü anlamak ve kabul etmek için sergilememiz gereken açık fikirli bir tutum, bireyler arası diyalog ve anlayış açısından büyük önem taşıyor.

İnsanın Zayıflığı
Bakara Suresi'nin sonunda yer alan dua ise, insanın zayıflığını kabul etmenin ve Allah'a yönelmenin gerekliliğini vurguluyor. Bu durum, bireylerin manevi olarak güçlenmesi ve iç huzur bulması için bir yol haritası sunuyor. Günümüzde bu tür hikayelerin, insanlara benzer dersler vermesi kaçınılmaz. İnanç, itaat ve kabulleniş üzerine düşünmek, bireylerin kendilerini geliştirmelerine ve daha anlamlı bir yaşam sürmelerine yardımcı olabilir.

Çok Okunanlar
Bakara Suresi Fazileti
Bakara Suresi Fazileti
Haber Bülteni
Popüler İçerik
Bakara Suresinin İnişi
Bakara Suresinin İnişi
Bakara Suresi Tefsiri
Bakara Suresi Tefsiri
Bakara Suresi
Bakara Suresi
Bakara Suresi Meali
Bakara Suresi Meali
Bakara Suresi Kabe İmamları
Bakara Suresi Kabe İmamları